Every human being on earth, has the right to dream freely. Including, bastards, alcoholics and even idiots.

Melaba!

Bu blog'un yazarı, bu blog'la ilgili hiç bir şey vaad etmediği gibi, eşek sıpasının da tekidir. Bi hayrını görmezsiniz. Yaralı parmağa işemez yani. O derece...

Müşfik

20 Temmuz 2010 Salı

Yarın öbür gün, olur da bi ürün çıkartıp piyasaya atılırsam, bi de reklam yapma şansım olursa, hiç bi şeye bakmam, Müşfik Kenter'i oynatırım reklamında.. O nası bi Davudi bi sestir, iç huzurdur, "Dünya'daki bütün olayları bitirdim." güvenidir aga.. Yurtbay Seramik bile sanki Yavuz Sultan Selim'in şirketiymiş gibi geliyo insana.. Yok yok, ben bişiler satmaya başlamadan kaybetmememiz lazım bu değeri. Az daha gayret Müşfik Amca..


I'm not a man,I'm Cantona

15 Temmuz 2010 Perşembe

Ey gidi Eric Cantona.. Bu blog'u sana adıyorum lan.




Hani bi tane reklam var ya, Sensodin diş macunu reklamında.. Toplamışlar milleti, yok soğuk su içiriyolar, yok dondurma yalattırıyolar da, nası oldu dişler, kamaştı mı falan diye soruyolar. Heh.. Orda bi tane bağyan var, macunu denedikten sonra "Bardağın tamamını isterim" diyo. İşte ben açgözlü diye bu kadına derim aga. Belli bi amaç için oraya toplanmışsın, yönetmen, ışıkçı, sesle ilgilenen adamlar, reklamda oynayan diğer insanlar falan var, cüzzi bi ücret de alıyosundur o reklamda oynamak için diye de tahmin ediyorum, sen bunlara bakmıyosun, orda yiceen 2 kaşık daha dondurmanın peşindesin. İşte ben buna tamahkarlık derim, gözü doymazlık derim.



Ulan ye bi kaşık dondurmanı, yok lan kamaşmadı dişler hagaten iyi macunmuş bu de, evine giderken uğra Migros'a al ne kadar dondurma istiyosan.. Orda hala beleş dondurma peşinde.. Yazıklar olsun.. Hayır hali vakti de yerinde yani belli giyiminden kuşamından..



*Bu arada bırakmadım blog'a yazmayı, bu aralar yazasım gelmiyodu, ama acaip fikirlerle geliyorum, hiç merak etmeyin. Hergele is bek in tawn..

Simpsons vs. Flintstones

8 Haziran 2010 Salı

Sen Simpsons'ı kullandın Nike ama.. Winston taaa zamanında, daha televizyon siyah-beyazken, Çakıl'la Bam-Bam portakalda vitaminken, arabalar üretilmemişken, Dino hayattayken Flintstones'u, yerim Flintstones'u, Çakmaktaşlar'ı kullanmış reklamında.. Tamam on numara reklam yapmışsınız, zaten en güzel spor reklamlarını da siz yapıosunuz ama, Çakmaktaşlar daha bi orjinal geldi bana.. Hem de zigara reklamı.. Şindi yapiim desen TAPDK .mına koyar adamın, hayatta yayınlatamazsın ne Türkiye'de ne Zambia'da, ne Amerika'da..



Allahsızsın Bill Gates..

2 Haziran 2010 Çarşamba


Bu post'uma da sana nalet okuyarak başlıyorum Sn. Bill Gates. Nalet demeyelim, çok ağır olacak.. Serzeniş diyelim, yakarış diyelim, haykırış diyelim, tebelleş olmak diyelim sevgili Bill..


Bilindiği üzere tez yazmaktayım sevgili okurlar. Tamam, inanılmaz derecede süper akademik değeri olan bi çalışma yapmıyorum, bi kısmı kopi-peyst de olabilir. Ama.. Aması var..

Biz de ana-baba evladıyız, biz de öğrenciyiz. İyi kötü uğraşıyorum şurda eli yüzü düzgün bişey veriyim diye. Niye yoluma taş koyuyosun a Bill Gates.. Niye benim word'üm, excel'im orjinal değil diye üstüme geliyorsun. Bizde düşkünü korumak vardır, merhamet vardır.. Canım ülkemde "öğrenciyiz be abi.." dediğin zaman, dolmuşa bile para vermiyosun, dilencisi-tinercisi bile bulaşmıyo insana.. Sen niye halden anlamıyosun canım ağabeyciğim.

İyi ki bi anladın, Windows'um orjinal değil.. E değilse değil.. Zaten alem windows 7'ye geçmiş, ben hala XP kullanıyorum, bi de gidip orjinalini mi aliyim lan dünyanın parasını verip.. Allah bilir ne gada da pahalıdır. Boğazıma zor yetiyo lan elime geçen para.. Sen bi insanlık etsen, "Günahtır, bu çocuğun bilgisayarına orjinalmiş gibi muamele edin." desen..

Paran mı yok Bill.. Daha yeni okudum ada almışsın kendine.. Ada ne demek lan.. Baya kendi bitki örtüsü, iklimi falan var.. Yuh.. Başımızı sokucak ev almaya çabalıyoruz, ağa kendine ada alıyor. Sonra da benim 3 kuruşluk caanım bilgisayarımda Office'im orjinal değilmiş diye bana bıdı bıdı..

Lan olm benden alıcağı 3 kuruşa mı kaldı ey kapitalist sistemin güzide şirketi Microsoft. Zaten 2 gıdım Word kullanıyorum, azcık power point, azcık excel la.. Onların da her bişeyini kullanmıyorum zaten.. Excel'de macro yazmışlığım yoktur mesela.. Powerpoint'te senede ya bi ya iki..

Ama bak n'oldu.. Becerebildin mi? Beceremedin.. İndirdim gene korsanını, çatır çatır yazıyorum tezimi(ya da kopi-peyst yapıyorum, orası seni ilgilendirmez Bill..) Hem de enterprise versiyonunu indirdim.. Infopath'i de var, Groove die bişeyi bile var.. Ne işe yaradıklarını bilmem, bilmeme de gerek yok.. Çatır çatır kullanıyorum senin 200$'lık yazılımlarını.. Sömüre sömüre.. Oh be.. Yiyosa gel bunu da anla.. Bekliyorum bak..

Kılıç

18 Mayıs 2010 Salı


Şu blog'u açalı bir yıl olmuş, daha da ne güncel siyaset, ne de güncel futbol hakkında bir post yayınlamadım. Ama bu adam için bir iki bir şey söylemek istiyorum.

Kemal Kılıçdaroğlu. Bu adam dedi ki, ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na adayım. O kadar tanımıyodum Kemal Kılıçdaroğlu'nu. Ama biliyodum ki, birilerini indirmişti olduğu yerlerden. Mehmet Mir Dengir Fir Fırat Topaloğlu'nu çatır çatır, bunu vurguluyorum, istemediği halde çatır çatır indirmişti olduğu yerden. Yaptıklarını anlata anlata, yalanlarını yüzüne vura vura.. Boş adam olabilir miydi? Olamazdı..

Az buz değil, 12 yaşından beri öyle ya da böyle bi şekilde siyaset izleyen, dinleyen adamdım.. Daha da Erbakan tayfasından birinin böyle hezimetini görmemiştim. 68 kuşağından bir adamın oğlu olarak, O'nun da biraz yumuşamasıyla tabi, sosyal demokrat bir ailede büyümüştüm. Biz Atatürkçüydük, baş parmağı yukarıda "çok iyi" hareketi yapan, ama aslında babamın benim anacım gibi 4 tane almasını savunan insanlar gericiydi. Biz o adamları istemiyorduk.

Bilenler bilir, Ertuğrul Akalın'ı indirip AKP almıştı canım memleketin Değirmendere'yi.. ya 14 yaşındayım ya 15 yaşında.. AKP merkezinden sevinç çığlıkları yükseliyor.. Baktım Baba'mın gözünden 2 damla yaş aktı. Koyverdim ben de gözyaşlarımı.. Memleketimi ücra köyden kültür beldesi yapan adam gitmiş, yerine allı morlu ışıklar koyan adamlar gelmişti. Değirmendere barlarında gitar çalan, ertesi gün de heykel sempozyumları düzenleyen, basketbol turnuvaları düzenleyip, taa Finlandiya'dan Japonya'dan sanat adamları getiren düşünceler gitmiş, çimenlerde piknik yapan, trilyonları üstgeçit niyetine köprü yapan, yıllarca top oynadığım basketbol sahasını turuncu-yeşil'e boyayan adamlar gelmişti.

Atatürkçüydük biz.. Muhasır medeniyetler seviyesiydi bizim yerimiz, 3 çocuklu, anasını da alıp gidenlerin adamların yeri değil. Nutuk'u okutmuştu Babam bana, F tipi kitapları okutmamıştı.

Rahmetli Ecevit de ölmeden önce az saymadı Babam O'na.. "Yeter artık, bırak da gençler tayin etsin memleketin kaderini." diye.. Nasıl olsa Avrupa'nın en genç nüfusu bizdeydi ya.. Babam sanıyo ki herkes benim gibi.. Bilmiyo ki Antalya'da çocuklara silah sıkanlar da genç, benim okulumda çocukları dersten çıkarıp dövenler de genç..

Duyduk ki Ecevit ölmüş.. Ağlamadı bu sefer ama(nasıl ağlasın daha önemli dertleri var, ben varım, ablam var), dedi ki;

"En azından bizim 3. adamımızı (Ahmet Necdet Sezer) getirdi, en azından Halkçıydı."




6 ilkesi var ya Mustafa Kemal'in. Şu an altı ok olarak CHP'nin ambleminde görüyoruz onları. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik, İnkılapçılık ve Halkçılık.. Şu an en önemlisi Halkçılıktır aga.. Halk dediğin, genç nüfustur işte.. 18-30 arası yaşayanlardır Türkiye Cumhuriyeti'nde.. Bu insanlar(aralarından biri de benim), aç, işsiz ya da ne bok yiyeceğini bilmiyo.

Birinin bu adamlara inmesi lazım. Liderlik falan skimde değil. Liderse şu an Türkiye'de bulabileceğin lider karakterli insanların 1 numarası RTE'dir. Adam lider ruhlu aga.. Dediğini dinletiyo, inandırıyo.. Peki bunun benim babacığıma bi yararı var mı? Benim komşuma yararı var mı? O adam gemicik alırken oğluna, 35 yıllık usta İbrahim bi motorbisiklet alabiliyo mu oğluna.. Çankırı'da marangoz bi ev tutabiliyo mu okumaya İstanbul'a giden oğluna.. Onların gelir seviyesi, refah düzeyi yükseliyo mu? Yükselmiyo. O zaman yerim ben öyle lideri. Alışmışız lidere, hep lider bekliyoruz. Ulan herkes Mustafa Kemal mi? Hem lider olsun hem de hiç tanımadığı insanların iyiliğini düşünsün. O adam bi kere gelir. Nasıl ki Bob marley bir kere çaldı gitarını, nasıl ki Eric Cantona bir kere oynadı topunu,
MUSTAFA KEMAL de bir kere gelir.

Kemal Kılıçdaroğlu, liderdir veya değildir, umurumda değil. Bu adam halkçıdır. Bu adam, yoksulu düşünüyor, bu adam işsizi, bu adam parasız olduğu için eğitimi olmayanı düşünüyor. Bu Dünya'da birşeyleri değiştirmek için lider olmaya gerek yok. Düşünce ve bunu uygulamaya koyma esastır. Hala daha lider diyenler varsa, Adolf Hitler'e baksınlar.. O adam liderin kralıymış. Sonuç 7 milyon günahsız Yahudi cesedi.

Ben lider istemiyorum, ben benim hakkımı koruyan, elindeki yetkiyi bisküvi şirketlerinden para almaya değil, bana, babama, benim komşuma, benim okuluma kullanan adam istiyorum.

Ben ki az çok etrafımdakileri değerlendirme kabiliyetine sahibim, istedikleri kadar yalan dolan haber yapsınlar, istedikleri kadar çarpıtsınlar, şu an benim aklıma yatan en yakın adam, bu adam.. Nasıl ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olsun diye seve seve attım oyumu, genel başkanı olursa CHP'ye de seve seve basarım "EVET" mühürünü bu adama...

Saygılar..

BB

14 Mayıs 2010 Cuma


Bahadır Baruter çizmiş, inanılmaz olmuş.


*Dıhlarsanız çok büyüyo, çok da güzel oluyo...

BabaZula

11 Mayıs 2010 Salı

iststatus.com

10 Mayıs 2010 Pazartesi


Heralde hayatımda ilk kez pederden öğrendiğim bi internet sitesi anlatıyorum.. Hergeleblog tarihinde bir ilk..


İststatus. com

Dünya'nın her yerinde uçan tarifeli uçakların tamamının nerede olduğunu, nereden nereye gittiğini, kaç km hızla, hangi irtifadan uçtuğunu gösteriyor. Bakıyosun burdan, hop diyosun tam üstümüzden uçak geçiyo, bi bakıyosun hakkaten geçiyo.. Vaaay diyosun adamlar Çin'e gidiyor arkadaş.. Ben n'apıyorum, facebook'a bakıyorum. Adamlar Çin'e gidiyor, ben haşortmanlarımla, pijamalarımla oturuyorum..

Telsiz görüşmeleri bile var.. Canın mı sıkıldı, aç burayı bak üstünden hangi uçak geçiyo.. Güzel bişi tabi.. İvit...

Bu arada babam bu siteyi kullanarak bi yıllık bedava enginar kazanmış.. Bildiğin enginar.. Nası diye soranlara bi ara özelden sölerim.. Anlatılınca o kadar komik olmayan hikayelerden çünkü.. Riske etmek istemiyorum..

Tee-Totalism

3 Mayıs 2010 Pazartesi


Böle de bişi varmış. Teetotaller diyolar uygulayanına.. Ağzına alkol koymayan insanlara, yani bunu prensip edinmiş insanlara bu isim verilirmiş. Çok da mantığım almıyor açıkçası.. Hani aran olmaz pek falan anlarım ama, ben bu zıkkımı ağzıma sürmem demek de saçma lan..


İç iç karını döv, araba kullan demiyoz ki.. Baya da adam var böle ha.. bak Wikipedia'dan buldum, zebil gibi.. Aralarında kokain bağımlıları bile var lan.. "Kokain içiyorum ama alkolü ağzıma sürmem cicim..." Böle bi Dünya mı var lan..

Gözüme takılanları yazıyorum buraya, assktr diyeceğiniz çok isim var. Ben en çok David Bowie'ye şaşırdım. O şarkıları nası yazdın o zaman godoş demezler mi adama...

  • Dick Advocaat
  • Ryan Adams(Geçtim alkolü, sen küfür etmeyi bıraksan gene adam olmazsın..)
  • Tony Adams(Arsenal'in eski kaptanı.. Hadi bu topçu eyvalla..)
  • Akon(İnanmam müdür.. O klipleri çekicen sonra alkol içmiyorum.. Yavaş..)
  • Tyra Banks(O memelerin içi güğüm güğüm süt demek ki..)
  • David Beckham(bi tane de kötü alışkanlığın olsun Allahsız..)
  • David Bowie(Lan adamın bi gözü başka renk, biz gözü başka, ne demek alkol içmiyorum.)
  • Gerard Butler(İskoç değil mi olm bu adam.. Benim bildiğim İskoç'lar 1 litrelik bardaklarda içiolar bu mereti)
  • George W. Bush( Kesin içip içip Irak'a asker yolluyodu pezemek, karısı bıraktırdı sonra.)
  • Naomi Campbell(Babacım kokainden hapis yatmadı mı bu kadın. Sokak temizletmediler mi?)
  • Jim Carrey
  • Djibril Cisse(topçu kontenjanı bu da)
  • Tom Cruise(Ben yaptım di mi Cocktail diye filmi..)
  • Eminem(bu tedaviden sonra bırakmış.)
  • Adolf Hitler(bu zaten .rrospu çocuu afedersin.)
  • Samuel Jackson(bu da sonradan bırakmaç)
  • Ewan McGregor(Bu yalan lan.. Hadi sigarayı içmesen de içiyo gibi yabarsın da, Trainspotting'de kütür kütür yuvarlıyodun biraları. Ona ne diceksin..)
  • Natalie Portman(Şunu yazarken bile içim titredi.)
Daha fazlasını ahada burdan bulabilirsiniz. Ben en çok ilgimi çekenleri yazdım. Gerisi tee-totallermış, pii-bokalırmış gerekmez bize..

Ama ben diyorum ki gene de;

Deniz kenarında, lüferin yanında 2 duble rakı içmenin de keyfi zararını her türlü amorti eder. Natalie, bu sözüm sana.. Gel buraya, boğaza çıkaracam seni... Canını yirim..

Memleketim.

16 Nisan 2010 Cuma


Süpersonik memleketimin süpersonik insanı, bankamatikten aldığı parayı bile saymadan cebine koymuyor.

"Uzay yolu'nda bu mına kodumu kompüterleri hep hata yapıyodu, arızalanıyodu, benim parayı da eksik vermiştir belki, neme lazım." diyip diyip...

Daraldinyo

12 Nisan 2010 Pazartesi

Okulun son düzlükleri.. Maraton gibi anasını satiyim. Maraton bitiyo, ben de bitiyorum inceden. Teziyle, sunumuyla, stajıyla, dersiyle uğraşcak takatim kalmadı. Bi tane skindirik diploma vercekler, ağzıma sıçtılar afedersin.

Bi sıkımlık mermim kaldı, onunla okulu bitirdim, bitirdim. Yoksa bi 6 ay daha beraberiz güzide okulumun güzide hocaları.. Ben sizden bıktım, siz benden bıktınız, bi kolaylık gösterelim de sittirsin gitsin şu çocuk demenizi bekliyorum. Yoksa ciğerlerim yanıyo artık son 100 metrede..

Hayır Avrupai mantıkla da yetiştirilmedim ki.. Türküm arkadaşım ben, heyecanlı başlarım, yarısında sıkılırım. Sıkıldım işte okuldan. O kadar derse geldim, gelmiş mi diye yoklama aldınız, o kadar şey öğrettiniz, sonra öğrenmiş mi diye sınav yaptınız. Hepsini halletim, gözünüze gözünüze soktum 85'leri, 92'leri.. Milletin 1-0 olsun benim olsun dediği dersleri, B+'larla, A-'lerle geçtim, 3 kere 5 kere aldıkları dersleri içki içe içe verdim.. Hala mı yetmiyo ya, hala mı doymadınız sınav kağıdı okumaya, yalan dolan sunum dinlemeye..

Bunca yıldan sonra dahi bana magazinli tezgahları, re-engineering yöntemlerini öğretmeye çalışan tüm prosedürleri ve eğitim sistemini burdan selamlıyorum...

Ve diyorum ki;

İşiniz gücünüz mü yok lan, s.ktirin gibin başkasıyla uğraşın...

Kurt Cobain

5 Nisan 2010 Pazartesi


16 sene önce bugün ölmüş depresif hırkalı.. Ağza pompalıyı dayayıp çektirmiş tetiği.. Böyle bi şeyi yapmak ya 4 kilo t.şşak, ya da 3 doz eroin ister.. İkisi birden olunca da Kurt Cobain oluyosun işte, öldüğün yerden 12.000 km uzakta çocuğun biri posterini asıyo duvarına..


Üniversite 1'de aldığım posteri hala asılıdır odamda. Ben de en sevdiğim şarkısıyla anıyorum güzel insan, nadide kişilik Kurt Cobaini...


Şimdi, bi de şöyle bi teorim var benim.. Brezilya'lı bayanların neden bu kadar güzel, pardon güzel az kaldı burda; Brezilya'dan bu kadar fazla tanrıça benzeri bağyan çıkabildiği ile ilgili.. Örnek ver dersen, Cisel Bünçhen, Adriyana Lima, Alessandra Ambrosyo ve Kanal D Haber'in "Rio Karnavalı Çok Acayip" başlığı altında verdiği haberlerde gözüken tüm bağyanlar derim.

Teoriye gelecek olursak;

Şurdan başlıycam, akraba evliliğinin sonuçları çok kötü olabiliyor di mi. Yani akraba evlilikleri sonucu, işte kan uyuşmazlığı, benzer genler olması falan fıstık, Dünya'ya gelen çocuk biçimsiz oluyor genelde. Hiç kafadan atıp tutmaya gerek yok, Vikipedi'den alıntılıyalım.

Akraba evliliği, zararlı baskın gen ve çekinik gen üst üste gelerek çakışması olasılığını artırdığından genetik hastalıkların görülmesine yol açabilir.*

Birbirine yakın gen kodlarına sahip olan ana-babaların çocuklarının sakat, yani cinsel açıdan sıfır çekicilikle doğma ihtimalleri yüksek..

Peki bunun tersi geçerli olabilir mi? Bence olur. Yani gen kodları birbirinden çok farklı ana-babaların çocukları da bu olayın diğer ucudur. Melez insanlar güzel olur genelde. Örnek ver derseniz gene, Kristen Kreuk derim.. Kendisi Kanadalıymış. Babası Hollandalı, annesi Endonezya'lı bi Çinli, Anneannesi de Çinli-Jamaikalıymış. Valla billa. Bunu da Vikipedi'den aldım. Hemcinsim olarak da Prison Break'in başrol oyuncusu Wentworth Miller derim misal. Bu adamın da babası Afro-Amerikan, Jamaikalı, İngiliz, Alman ve Kızılderili kökenli, annesi ise, Rus, Fransız, Suriye ve Lübnan kökenliymiş. Bunu da imdb'den buldum.

Yani bi uçta, ana-baba aynı yerden, hatta akraba olan insanlar var, bi yanda da aile ağacı Olimpiyat açılış töreni gibi olan insanlar var. Aradaki fark ortada.. En azından cinsel çekicilik olarak söylüyorum, iki zıt kutup gibin adeta..



Peki Brezilya'yla bütün bunların ne alakası var.. Brezilya bildiğiniz üzere ilk başlarda Portekiz sömürgesi olan bi ülke. Bu işte coğrafi keşiflerden sonra, önce Portekizliler geliyo, sonra Almanlar geliyo, az biraz İspanyollar uğruyo, sonra köle ticareti başlıyo, Amerika'ya götürülecek kölelerin çoğu Brezilya'da toplanıp, ordan Amerika'ya taksim ediliyor.. Hatta 300,000 kadar Osmanlı tebaa'sı bile yerleşmiş zamanında. Sonra özellikle 1889 yılından sonra, yani bağımsızlık ilan edilip Brezilya Federal Cumhuriyeti olduktan sonra, ırkçılığa karşı sıfır tolerans bir devlet politikası benimseniyor. Hala daha siyah ırkın ve beyaz ırkın bir arada, tamamen eşit olarak yaşayabildiği Dünya'daki tek ülke olma özelliğini koruyor. Brezilya'da fakirlikten sürünen beyazlar olduğu gibi, zenginlikten parayı koycak yer bulamayan siyahlar da var. Aynı şekilde, bir siyah ile bir beyazın evlenmesi, Amerika'da bile hala daha tam olarak sindirilememiş bir durum iken, Brezilya'da böyle bişi yok. Zaten kim siyah kim beyaz karışmış gitmiş, muhtarlar bile bilmiyodur heralde kim Libya'dan geldi, kim Alamancıydı..

İlk başlara geri dönersek, Almanı, Portekizlisi, Nijeryalısı karışmış gitmiş bu ülkede, kimseye de dememişler ki sen şununla evlenemezsin, bundan çocuk yapamazsın diye.. E nolmuş, gen çeşitliliği olmuş. Kamerunlu geniyle, Alman geni karışmış gitmiş birbirine.. Sonuç? Acun'a çıkan bir Adriana Lima, Fashion Tv'ye çıkan bir Giselle Bundchen ve 12-18 yaş arasındaki Türk ergenlerinde kilo kaybı..

Son tahlilde diyeceğim şudur ki, bu gen benzerliğinin bir ucu Arif Erdem ve Adapazarı Patates Festivali ise, bir ucu da Alessandra Ambrosio ve Rio Karnavalı'dır. Gen çeşitliliği güzel bi şeydir, herkes kendine en alakasız olan insan ile evlenmelidir.


He sen şimdi dersen ki, Bilica da Brezilya'lı, o niye böle? Onu da git Campina Grande nüfus müdürlüğüne sor. Oralıymış zira..

Bu çocuğun teorisi de budur.. Ayrıca son olarak da bu uzun ve gereksiz yazıyı üşenmeden okuyan herkese teşekkürü ve bi dal sigara bağlamayı da kendime borç bilirim..

Bu arada benim de annem-babam akraba.. Kardeş çocuklarının torunları.. Genlerim de safkan Bolu geni.. Sen niye bir Benicio Del Toro, bir Coni Dep değilsin derseniz, bundandır. Ama bakma sen, ucuz yırtmışız gene, Allahıma bin şükür, hamdolsun dinimiz, sübaneke amin...

Öperim..

*Kaynak

Ah Can Dündar ah...

3 Nisan 2010 Cumartesi

Can kamilinin yazısı

Abi'nin yazısı

Öncelikle, hakikaten yukarıdakilere tıklayın ve okuyun.. Ölümüne analizle okumaya gerek yok. Üstün körü bi okuyun, ne anlattığını ucundan anlasanız yeter.. Atlaya zıplaya okuyun..

Anladınız mı.. Tamam;

Şimdi bu Can Dündar denilen adam, yaptığı sanat icraatıyla(Sarı Zeybek), izlediğim her daim benim gözümü yaşartabilen tek insandır. Tabi bu olay Mustafa Kemal'in büyüklüğü mü, Can Dündar'ın başarısı mı, orası tartışılır. Ama severim yani. Son zamanlarda az biraz piyasacı bi görüntü çizse de, kendisine çok bozuk değilimdir. Medeni insan en azından, memlekete zarar gelmez bu adamdan diye düşünürüm..

Ama bu sefer biraz geç kalmış. Bi yazı yazmış Mart ayında, geç kalmış. Abin Co'nun taa ne zaman açıkladığı, üstüne eğildiği bi konuyu anca mart'ın 20'sinde düşünmeyi akıl etmiş.. O da Fransa televizyonunda bi program izlemiş de, öleymiş böleymiş..

Adamım, eğer ki bu Hergele'yi takip edeydin, Milgram abimizi çooook önceden bileceeğdin.. Bunu yazamam bunu daha önce Hergele yazmış diyeceğdin. Ama yok, araştırmacı gazeteciyim diye geçiniyosun, ünü dünyaları sarmış Hergelenin Rüyasını okumuyosun.. Oluyo mu? Olmuyo..

Belgeyle, kayıtla konuşuyorum.. Benim 4 Eylül 2009'da yazdığım muhabbeti, taa 20 Mart 2010'da yazmışsın. Okusaydın burayı, köşe yazına benim linki koycaktın sadece, insanlar da gelip okuycaktı temiz temiz..

Ama yabamadın.. Bu yazıyı bulamadın.. "Hitler Milgram" yazsan Google'a, ahada bu blog'a getiriyo seni.. Yazdın mı, yazmadın.. O zaman ben de bu konuyu kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Sonuçları da seninle paylaşıcam.. Yenilirsen bi yemek ısmarlasın artık.. Gözlük seni...


Blog Widget by LinkWithin