Every human being on earth, has the right to dream freely. Including, bastards, alcoholics and even idiots.

Melaba!

Bu blog'un yazarı, bu blog'la ilgili hiç bir şey vaad etmediği gibi, eşek sıpasının da tekidir. Bi hayrını görmezsiniz. Yaralı parmağa işemez yani. O derece...

And içerim..

11 Mart 2010 Perşembe


Bu blogdan ant içiyorum ki,

Bir daha ömrüm boyunca, pastane poğaçası(ya da poçası, puhaçası, poaçası, pohaçası) yemiyeceğim. İşlenmiş unun, şekerin bünyeme girmesine izin vermiyeceğim. 15 kiloluk Amokaçi marka ayçiçek yağı ve 1 kiloluk ucuz margarin üreticileri, benim yüzümden daha az satıcaklar.. Hijyen, insan sağlığı, kol kıllarının yoğurduğu hamurun içine düşmesi gibi konuları s.kine bile takmayan pastanecilere para kazandırmayacağım..

Ev poğaçası olursa yerim ama. Gerçi benim annem yapmaz da, hani olur da patlar bi yerden, bol peynirli-maydonozlu, sert olanlardan.. Onları yerim.. Ya da biri der ki, "Olm bu pastane bi poğaça(ya da poça, puhaça, poaça, pohaça) yapıyo, ta Peru'dan geliyolar yemeye" diye.. O zaman da ucundan bi tadına bakarım. Gene de bi tanesini bitirmem yani.

Olur da bi gün bi yerde görürseniz poğaça(ya da poça, puhaça, poaça, pohaça) yerken, gelin, tutun kolumdan bi internet kafeye götürüp, bu yazıyı gösterip, yüzüme tükürün..



Edith Piaf

10 Mart 2010 Çarşamba

Yaktım Gemileri..

3 Mart 2010 Çarşamba


Zamanında,
Lağıma Çarpma Atmak deyimini açıklamıştım. O biraz lokal bir deyimdi. Bugün de başkasından dem vurucam(dem vurmak?).


Duyarsın bazen, birisi der ki "dönüş yok aga, yaktım gemileri artık.." Yaktın, yaktın da niye yaktın c'anım gemileri güzel abicim.. İDO'yla problemin mi var, geminin sahiplerine mi kızdın, armatörleri mi sevmiyosun, nedir yani? Hem gemilerini yakınca, başka dönüş yolu mu kalmıyor? Bu memleketin demiryolları var(her ne kadar çok yetersiz de olsa), havaalanları var, asker ocağı gibi her çeşit insanı bulabileceğin otogarları var. Onlardan biriyle dön.. He illa denizyoluyla döncem diyosun, vapurla dön, ne biliyim sandalla dön..

Ama muhabbet öyle değil. Bu deyimin de çok epik bi hikayesi var aslında. Zamanında, islamiyet dini yeni yeni yayılırken, herkes kendine iş ediniyo tabi bu olayı.. İşin ucunda cennet var, ulan diyo, ben de yayiyim azcık şu islamiyeti, hurilerden nemalanırız, ne biliyim sınırsız şarap denizleri varmış, içeriz falan diyolar, zaten iş güç de yok, her yer taş toprak.. Daha futbol bile icat edilmemiş, insanların yapıcak hiçbişeyi yok. Varsa yoksa savaşalım, kılıçtan geçirelim, seve seve müslüman yapalım herkesi. Sadece islamiyet değil, yahudisi de yapıyo bunu, hıristiyanı da.. Bi tek garibim, Budistlerin böyle bi derdi yok, onlar da zaten manastırda konuşmama yemini etmiş, nereye baksan turuncu entarili kel kel adamlar, beyinleri sulanmış, ondan.. Yoksa adamlar Kung-Fu'cu.. Hey yavrum hey.. Bruce Lee'nin ataları, işin asıl erbabları yani. İsteseler var ya, hepimiz şişko bi Buda heykeline bakıyoduk şu an..

Nese, her 3-5 kişi toplayan, "Yürüyün seferoğulları" deyip, vuruyo kendini yollara islamiyeti yaymaya. Bi tane de harbici harbici delikanlı, bildiğin lider ruhlu biri var Tarık Bin Ziyad diye. Sen, bunlar Kuzey Afrika'dan bi vur kendini, yaya yaya.. Fas'ın oralardan taaa karşıya geç, İspanya'ya git Allah'ın sıcağında. Endülüs zamanı olması lazım. Ama oraya gidene kadar tabi, tükeniyo artık ordu. Yemek yok, her taraf avuç avuç kum. Su desen, yakalarsan içiyosun işte falan.

Gemilerle geçiyolar karşıya, Cebelitarık boğazından(Zaten o yüzden Cebelitarıkmış oranın adı. Tarık Bin Ziyad'dan). Oraya gelene kadar da dolan allah dolan. Ordu bitmiş, tükenmiş.. E bi de deplasmandasın zaten. Askerler mızmızlanmaya başlıyo.. "Gomtanım gidelim, Gomtanım gidelim, öldürücekler bizi, çok fazla bu adamlar, z.kcekler belamızı" falan fıstık, Bin Ziyad'a veryansın ediyolar.

Tarık Bin Ziyad'da topluyo bütün orduyu çıkartma yaptıkları limana.. Gözlerinin önünde tüm gemileri cayır cayır ateşe verip yaktırıyo. Zaten demir falan yok, gemiler çıtır çıtır çıra.. Kül oluyolar anında.. Dönüp diyo ki adamlarına;

"Arkanız düşman gibi deniz, önünüz deniz gibi düşman, nereye kaçacaksınız?"

Buradan dönüş yok, ya burayı alırız, ya da ölürüz demeye getiriyor. Sonra da çekiyo kılıcını, haldır haldır vuruyo kendini düşmanın üstüne. Adamsan koşma arkasından.. Ulan insan Yüzüklerin Efendisi'nde Aragorn konuşunca bile, saldırası geliyo Mordor'a, onu canlı canlı görsen, ayakkapları çıkartıp ayakkaplarla dalarsın düşmana..

Zaten şu hareketi ben Beşiktaş-Üsküdar vapurunda yapsam, yaksam vapuru aniden,o gazla bizim okulu komple ele geçiririm heralde.

O yüzden de diyorum ki dikkatli kullanmak lazım bu deyimi. Ben gemileri yaktım deyip de, ertesi gün götüne baka baka dönen adamlara "N'oldu koç, demirden miymiş senin gemiler, yanmadı mı?" diye sorma hakkını, bu yazıyı okuduktan sonra kullanmaya hak kazandınız. Hepinizi tebrik ediyorum, bu uzun yazıyı buraya kadar sabredip okuyan herkese teşekkürler...


Pirates of Beşiktaş Üstgeçit

1 Mart 2010 Pazartesi


Aga ben bu korsan muhabbetini kafamda bi yere oturtamadım. Almamak gerekiyo di mi... Neden, işte eserini okuduğun, dinlediğin, izlediğin ya da hem dinleyip hem okuyup hem izlediğin(altyazılı film mesela), adamlar para kazansın, daha çok öyle güzel işler yapsınlar, emeğin karşılığı falan fıstık.. Ama şimdi benim verdiğim para o adama gidiyo mu? Gidiyosa ne kadarı gidiyo? Ayrıca o adamın hakikaten benden gelecek 3 kuruşa mı ihtiyacı var.


Hayko Cepkin mesela.. Çok manyağı değilimdir. Çok pis manyakları var o ayrı. Ulan bi klibini hatırlarım ki, fan club'ı çekmiş falan, akıllara zarar.. Abartmaya gerek yok, kendinize saygınız yoksa azcık ananıza, atanıza saygınız olsun.. Hayko'ya klip yap diye mi babanız eşşek gibi.. Nese.. Ama dinlerim adamı yani. Kanal gezerken klibini yakalarsam, bi 30 saniye falan bakarım (Rihanna'da falan bu süre 4 dakikaya kadar çıkabiliyo. Müziğini beğendiğimden tabi. Tamamen sanatsal.. yersen..). Şimdi bu adam yeni albüm çıkartmış. Ulan korsanını indiriyim dedim. Sonra bi an düşündüm, boşver para kazansın adam, orjinalini alıyım falan dedim ama, abartmıyorum, 1 saniye falan sürdü bu düşüncenin bendeki hakimiyeti. Hemen yazdım google'a "Hayko Cepkin rapidshare" diye.

Almam çünkü aga.. Elimde bu kadar imkan, sınırsız internet, 1 GB ram'li bilgisayar falan varken almam. Mantığıma ters.. Bedavası varken neden para veriyim. 10 liraya yeri geliyo 2 gün geçiniyorum ben.

Ha şimdi ben internetten indirdim, n'oldu. Hayko Cepkin sıçtı mı? Alakası yok. Adam gene kazanıyo parasını. Sence Jay-Z albüm satışından mı kırıyo parayı. Yoksa konserlerden, açılışlardan, ne biliyim düetlerden mi kazanıyo.

Ben albümü dinlesem, süpermiş desem, sağda solda yaysam adamın adını, bence gene acayip işine gelir Hayko'nun.

Yapımcısı işte çok satarsa gene ona albüm yaparmış, sistemin çarkları dönermiş falan.. Laynn. S.ktrtmeyin çarkınızı.. Sen adam gibi iş yaptıktan sonra sana yapımcı mı yok. Zaten artık adamın kasedini çıkartan aynı zamanda da menejeri oluyo. Konserlerden falan yalıyo parasını yani.

Zaten bak yazmışım 3-5 kayıt aşağıda, eğer ki ben bi işi fazlaca kişiden duyuyosam, o adamlar zaten paranın .mına koymuş oluyo. Tam dinamiklerini bilmiyorum, nasıl oluyo, kimse satıyolar falan ama, birine satıyolar yani. Yurtdışı için daha geçerli tabi ama, Türkiye'de de işler böyle yürüyo aşağı yukarı.

Zaten Hayko'ya kaç para kalıyo bi CD satışından.. Ya da Bal filminin DVD'sini alsam ne kalır Semih'e? 2 lira mı, 3 lira mı? bi ara buluşalım abi, madem o kadar "orjinal al, orjinal al" diye bağırıp duruyolar, veriyim 2 lirasını, atıveriyim cebine.. Temiz temiz virüslü sitelerden buluyim linkini sonra..

Hem zaten sanatçı niye bu kadar para kazanmak zorunda usta.. Sen konservatuar bitirdiysen benim de okumaktan ebem zkildi. İntegral, türev, simülasyon, işçi-havuz, optik, ıvır zıvır, bi dünya olayla uğraştım. Dile kolay.. Ben 1,5-2 liraya talim ederken, senin niye milyon dolarlar kazanman gerekiyo? Valla bak, ver Hayko'ya 2 lira maaş, müzik yap de bakalım.. İlk bi kaç ay yapamaz, sonra baktı yumurta dayandı, her türlü yapar. Yapmazsa da kendi bilir.


Hayko'ya da çok yüklendik bu arada. Dileyen buradaki tüm Hayko'ları, Replikas yaparak da okuyabilir bu yazıyı..

Ama bak şu olur, diyelim ki böle aşarım müzik dinleme konusunda, ses kayıtları, kayıt teknolojisi falan çok kafayı takarım o işlere.. O zaman belki, ses kalitesinden mütevellit güzellikleri yakalıycam diye, uğrarım bi D&R'a.. Ama benim DIANA marka 5.1 ses sisteminden(şu an sadece 3 tanesini kullanıyorum, onlarında bi tanesi kafasına göre, çalışır çalışmaz, bişi diyemezsin) dolayı, şu an öyle bi olasılık da çok uzak gözüküyor.

Yoksa benden zırnık çalışmaz aga. Güzel işe de güzel derim, etrafımdakileri de izlesinler, dinlesinler diye zorlarım, kanırtırım.. Yayarım yani güzel işleri. Facebook'da paylaşırım, elden sölerim, hard disk getirir ona atarım falan, çabamı gösteririm yani.



v: to NAH, n: NAH A typically Turkish cultural gesture which expresses misbelieve, distrust, challenge, opposition or disobedience. Nah occurs when someone puts his/her thumb between forefinger and middle finger and the nahhed fist is… shown to the person at whom it is aimed.

A more brutal version of the gesture exists, by creating a “slash” like sound after turning the nahhed fist with an immediate forward motion, in order that the nahhed wrist hits the other hand’s palm.

LITERALLY NAH MEANS “LIKE THE HELL IT IS?”


Nerden mi buldum; aha da burdan..

Blog Widget by LinkWithin