Every human being on earth, has the right to dream freely. Including, bastards, alcoholics and even idiots.

Melaba!

Bu blog'un yazarı, bu blog'la ilgili hiç bir şey vaad etmediği gibi, eşek sıpasının da tekidir. Bi hayrını görmezsiniz. Yaralı parmağa işemez yani. O derece...


Böyle de bir teorim var. Koskoca Darwin Abi'mizin yıllarını verip de taaa Gallapagos Adaları'na gidip de kuşuydu, böceğiydi, kertenkulisiydi, bi ton varlıkla uğraşıp da ortaya sürdüğü ve bugün hala tartışmalara sebep olan Evrim Teorisi'ni, Doğu halkları çürütmüşdür arkadaşım. Nasıl diyceksiniz. Anlatıyorum. Evrim Teorisi'nin ilk kurallarından biri nedir? Doğal Seleksiyon. Nedir doğal seleksiyon, açıklayalım. Gen olarak daha üstün olan bireylerin üreme ve hayatta kalma şanslarının daha fazla olması nedeniyle çoğalmada tercih edilmesi. Örneğin izliyoruz belgesellerde aslanlar, kaplanlar efenime söyliyim antiloplar vs. hep kavga ediyolar çiftleşmek için. Çünkü dişi birey en güçlüden yavrulayarak, yavrusunun da o kadar kuvvetli ve hayatta kalma şansının fazla olmasını istiyor. Gen açısından zayıf bireylerin ise doğa tarafından üreme hakları bir seçilim sonucunda ellerinden alınıyor ki ırk daha kuvvetli, boylu poslu, dayanıklı olsun. İşte tam bu noktada insan devreye girince, koskoca Tabiat Ana'nın milyarlarca yılda geliştirdiği bu mükemmel içgüdüsel mekanizma yerle yeksan. Şimdi görücü usülü evlenmeye bok atmıyorum. Çoğumuzun anası babası bu şekilde evlenmiş. Ama benim bahsettiğim bizimkiler değil. Bu yazıyı okuyan insan, kaç kardeşsiniz. 2, 3 hadi en fazla olsun da 4 kardeş olun. Benim dediklerim, aslında çayırda çimende yaşasa üreme şansını elde edemeyecek olup da bu hakkı tepe tepe kullananlar. Artık 8 çocuk mu dersin, 11 çocuk yapan mı dersin. Çocukların adını hatırlamayan var ya. Yani demek istediğim aslında biz de işi dişi bireye bırakmıyoruz, evlenmeyeceği bir insanla görücü usülü olarak evlendirilip bir de bu insandan 8 çocuk sahibi olmak zorunda bırakıyoruz. Şimdi kimse evladının yanlız kalmasını istemez. Üreme hakkından mahrum bırakmak istemez. Ama böyle de olunca niteliksiz çoğalıyoruz be güzel abicim. Ondan sonra Domuz Gribi. Domuz Gribi tabi. Bağışıklık mı bıraktınız insanda. Nerden çıktı domuz gribi. Meksika'dan di mi. E İsviçre'den çıkacak hali yok. Hiç gözünüze çarpmıyor mu o turistler, Sultanahmet'de Taksim'de falan. Erkekler upuzun, kadınları hökümet gibi. Çünkü adamlar biraz kalplerini, içgüdülerini izliyorlar eş seçerken. Kadın diyor ki bu adamdan çocuğuma baba olur mu? Erkek diyor ki bu kadın çocuklarıma iyi annelik eder mi? Saçı parlayan, gözünün feri yerinde olan insandan çocuk yapmak istiyorlar. Ya hiç bir geleneğe göreneğe bir şey demiyorum, ama bi geldiğimiz duruma bakalım be hocam. Türkiye'de genç nüfus bilmem kaç milyon. Ama usta nicelik çok iyi güzel de nitelik yerlerde. Onu n'apcaz. Üremekse üreriz, görüldüğü üzere o iş kolay. O denyolardan biri bi basına açıklama bile yapmıştı, "Bi karıdan 10 tane en fazla, sonra yenisini bulmak gerekiyo" diye. Kimse üremesin kimse görücü usülü evlenmesin demiyorum da, yıl oldu 2009 az biraz daha düşünelim bir şeyler yapmadan önce, diyorum.

0 responses to "Darwin vs. Görücü Usülü"

Leave a Reply

Blog Widget by LinkWithin