Every human being on earth, has the right to dream freely. Including, bastards, alcoholics and even idiots.

Melaba!

Bu blog'un yazarı, bu blog'la ilgili hiç bir şey vaad etmediği gibi, eşek sıpasının da tekidir. Bi hayrını görmezsiniz. Yaralı parmağa işemez yani. O derece...

Galiba dün gece hayatımda izlediğim en güzel filmi izledim. Filmin adı "The Fall". Yönetmeni Tarsem Shing. Sinemadan öte bir olay yapmış yönetmen. Gerçekten saygı duyulası. Festival filmi olarak tanındığı için duymamış olabilirsiniz. Ülkemizde fazla gösterilmedi zaten. Sırf bu filmi izlemek için Adapazarı'na giden arkadaşlarım var. O derece. Film "Stuntman" denilen dublörler hakkında bir hikaye. Başrolünde "Pushing Daisies" dizisinden tanıdığımız Lee Pace oynuyor. Bir de bir kız çocuğu var ki, ömrümde gördüğüm en güzel çocuk karakterlerden birini canlandırmış. Süresi 117 dk. Görsel olarak film o kadar aşmış ki izlerken durdurmak zorunda kalabilirsiniz. Gözünüz adeta kaldıramıyor filmdeki sahneleri. Mekanlar inanılmaz. Bir masal hikayesi olduğu için Piramitler'den Eyfel Kulesi'ne, Babil'in Asma Bahçelerinden adını bilmediğim inanılmaz tapınaklara kadar bir çok yer geziyorsunuz 6 kişilik bir çete ile. Pan'ın Labirenti'ni alın 3 ile çarpın gene de bu filmle boy ölçüşemez bence (o filmi de çok başarılı bulan biri olarak söylüyorum). Hele filmin bir yerinde karşınıza Semazenler çıkıyor ki, bizim için zaten o dakikaya kadar inanılmaz güzel giden film daha bir güzelleşiyor.


Piramitleri yapan adamlarla bu filmi çeken adamların aynı adamlar olduğu gibi bi teorim de var. Filmi izledikten sonra bana hak vereceksiniz.

0 responses to "The Fall"

Leave a Reply

Blog Widget by LinkWithin